ANASAYFA
OKULUMUZ
ÖĞRETMENİMİZ
ATATÜRK
ETKİNLİKLERİMİZ
2.SINIF DÖKÜMANLAR
MASALLAR
VELİLER
REHBERLİK
=> OKULA BAŞLARKEN
=> ÖDÜL VE CEZA
=> ÇOCUĞA DUYULAN ÖFKE
=> ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
=> ÇOCUKLARDA YALAN SÖYLEME
=> ÇOCUKLARDA KONUŞMA BOZUKLUĞU
ÇOKLU ZEKA
GENEL KÜLTÜR
BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
EİNSTENİN BİLMECESİ
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA
FIKRALAR
BİRAZDA GÜLELİM
BİLMECELER
TEKERLEMELER
ŞİİR KÖŞESİ
OYUN DÜNYASI
HARİKA CANLILAR
SATRANÇ
SUDOKU
ZİYARETÇİ DEFTERİ
Sayaç
VELİ MEMNUNİYET ANKETİ
Yeni sayfanın başlığı
s
 

ÇOCUKLARDA KONUŞMA BOZUKLUĞU

KONUŞMA BOZUKLUKLARI
Sosyal bir varlık olan insan, hayatının çok büyük bir kısmını diğer insanlarla birlikte geçirmek durumundadır. Birlikte bulunduğu insanlarla duygu, düşünce ve istemlerini aktarmak ve işbirliği içerisinde bilgi alışverişi, paylaşımı yaparken içinde bulunduğu toplumun kullandığı geleneksel sesli sembolleri kullanması gerekir. Yapılan bir araştırmaya göre uyku saatleri dışında kalan sürenin yaklaşık % 75 i sözlü iletişimle geçmektedir. Sözlü iletişimle geçen %75 in %30 u konuşarak, %45 i ise dinleyerek geçmektedir. Yeryüzündeki toplumların tamamına yakınında kullanılan iletişim şekli konuşmadır. Kişi sözel iletişimini herkesin uygun gördüğü bir tonda, akıcılıkta, frekansta ve seste sunamadığında bir takım tepkilerle karşılaşır. Kişi konuşurken ne anlattığından ziyade nasıl konuştuğuna dikkat edilirse, konuşma hoş olmayan bir hal almışsa buna bozuk konuşma, farklı konuşma, kötü konuşma, kekeme... denir. Konuşma toplumsal hayatın ayrılmaz bir parçası olan iletişimin en önemli öğelerinden birisidir. İnsanlar konuşarak duygu ve düşüncelerini birbirleriyle paylaşabilir, birbirlerini anlayabilirler. İletişim bir organizmanın ürettiği, organizmalar için anlamlı olan ve böylelikle anlam davranışlarını etkileyen sinyallerden oluşur. Konuşma ise kişinin kendisi ve çevresiyle dengeli ilişki kurma ve sürdürmesine yarayan geleneksel sesli sembollerin kullanıldığı bir iletişim sistemidir. Günlük yaşamın önemli bir iletişim aracı olan ve sürekli kullanımı sayesinde konuşma son derece karışık fikirlerimizin bile anlaşılmasında çok etkili bir iletişim sistemi olarak gelişmiştir. İnsanın yaşantısını sürdürebilmesi, çevresiyle ilişki kurabilmesi için dil yolu ile kurduğu iletişim son derece önemlidir. Dil, insanların birbirleri ile iletişim kurabilmeleri için seslere, sözcüklere, beden devinimlerine ve başka sembollere yüklenmesidir. İnsanlık tarihinin en büyük buluşlarından biri olan konuşma, dilin sözlü anlatımı olup, kişinin kendisi ve çevresiyle dengeli ilişki kurma ve sürdürmesine yarayan, geleneksel sesli sembollerin yer aldığı tüm bedensel tepkiye dayanan bir iletişim dizgesi olarak tanımlanmaktadır.
A- Konuşmanın Önemi
İnsanın önemli bir dereceye kadar uygarlaşması, insanın yaşantıları paylaşma, fikirlerini değiştirmeye, bilgiyi bir kuşaktan diğerine aktarma yeteneği sayesinde geliştiği için konuşma çok önemlidir. Konuşma olmadan uygarlığın olmayacağı bir gerçektir. En ilkel toplumlarda bile insanlar birlikte yaşadıkları için birbirleriyle konuşarak anlaşırlar. Ancak bu yolla duygu ve düşüncelerini birbirlerine aktarabilirler ve birbirlerini anlayabilirler. Konuşma insanları hayvanlardan ayıran birkaç yetenekten biridir ve düşünme yetisi ile yakından ilgilidir. Konuşma doğuştan getirilmeyen sonradan öğrenilen bir beceri olduğu için öğrenmeyi etkileyen etmenler konuşmanın öğrenilmesini de etkiler. Konuşmaya uygun olan bir ortalama ve iyi konuşma örneğine sahip olan çocukların konuşmaları daha düzgün olabilir. Öğrenmeyi güçleştiren, gelişmeye ket vuran etmenler de konuşma gelişimine olumsuz etkide bulunur. Konuşmanın öğrenilmesi bir anda sonuçlanan, duruk bir öğrenme olmayıp zamana bağlıdır ve gelişimsel bir özellik gösterir. Her çocuk önce anne-babasının ve yakın çevresinin konuştuğu dili öğrenir. İnsanların iyi ilişkiler kurup işbirliği içinde yaşadıkları, iletişime çok yer verdikleri bir çevrede çocuk; konuşmayı daha çabuk kazanabilmektedir. Özellikle ailedeki kişiler iyi, açık, rahat konuşuyor ve iyi dinleyici iseler çocuk bundan yararlanır. Konuşma için özel tek bir organ yoktur. Konuşma birçok organın birlikte, eşgüdüm içinde çalışması ile oluşan bir iletişim biçimidir ve zamanla otomatik duruma gelir. İnsanın sonradan kazandığı, öğrendiği bir beceridir. Bu öğrenme genellikle taklit yoluyla olur. Bu nedenle çocuk önce en yakınında bulunan ve onunla en çok ilgilenen yetişkinlerin dilini konuşmayı öğrenir. Bu yetişkin kişi ise genellikle annedir. Bu nedenledir ki herhangi bir kişinin dilini öğrenmek istediğimizde – ana diliniz nedir? Sorusundaki ana sözcüğü bu durumdan kaynaklanmaktadır. Yaşamında önemli bir yer tutan ve doğal bir süreç olan konuşmanın bozuk olması çeşitli nedenlerle bireye büyük sorunlar yaşatabilmektedir. Bu sorunlar dizgesinde kendisinden başlayıp anne, baba, yakın çevre ve öğretmeni de içine alan bir rahatsızlık yumağı oluşur. Konuşmasında herhangi bir bozukluk olan bir kişi, çocukluğundan başlayarak çevre ve kendisiyle ilişkisinde kendini anlama ve kendine bir yer edinmede konuşmasından kaynaklanan çeşitli engelleri aşabilmek için büyük bir uğraş, bir savaş vermek zorunda kalacaktır. Engelli konuşma kişinin gerek aile içi gerekse dışındaki yaşantısında büyük güçlüklere neden olur. Bu güçlükler çeşitli uyum sorunlarına dönüşebileceği gibi, eğitim ve öğrenimi aksatıcı, engelleyici, hatta tıkayıcı bir nitelikte oluşturabilecektir.
B- Konuşma Bozukluğu Nedir?
Konuşma bozukluğu denilince ilk akla gelen gerek konuşmanın akıcılığının bozulması, gerekse de bazen konuşmaya eşlik eden uygunsuz vücut devinimlerinin yer alması sonucunda dinleyenlerin, ne konuşulduğu ile ilgili olmayıp, nasıl konuşulduğuna dikkat çekmesi açısından kekemelik olmaktadır. Ancak konuşma bozuklukları dilin sesli sembolleri, artikülasyon, ses ve işitme olmak üzere geniş bir alanı kapsar. Kimi çocuğun istendik bir konuşma yapamamasının nedeni, konuşmaya karşı bir isteğin ve hazırlığın olmamasından kaynaklanabilir. Kimi çocukta işitme yoluyla ilk karşılaştığı kelimeler onda geçici bir anlam kazanana kadar iz bırakmayabilir. Bir iç lisan hazırlığı olmadığında da, onda karşılıklı anlaşmayı gerektirecek bir anlatım yeteneği gelişmez. Bunun için anlamlı bir konuşma dili kazanması ancak sağlam bir merkezi sinir sistemine sahip olmakla mümkündür. Kimi çocuğun anlaşılmaz bir konuşma sergilemesinin temelinde dil, dudaklar, çene, damak ve çevresel sinirlerin zayıf ya da fonksiyonlarını yerine getirememesi rol oynayabilir. Sonuçta böylesi çocuğun sesi doğru çıkarması ve anlamlı iletişim kurması olanaksız olmaktadır. Ayrıca istendik bir konuşmanın sergilenememesinin önemli nedenlerinden birisi de çocuğun işitme organında sorunun olmasıdır. Konuşma bozukluğu, organik ya da görevsel nedenlerle konuşmanın anlaşılmasını güçleştirecek biçimde değişkenlik göstermesi durumudur. Eğer bir konuşma hoş olmayan sesle veya yaşına uygun olmayan, anlaşılmayan bir şekilde yapılır; dolayısıyla normalden çok farklılık gösterir ve dikkati konuşana çeker ise genellikle engelli konuşma olarak kabul edilir. Konuşma, diğer insanların konuşmalarından dikkati çekecek kadar sapma gösterdiği, iletişimi karıştırdığı ve konuşanda uyumsuzluk yarattığı zaman engellidir şeklinde de tanımlanabilir. Bir diğer tanım, çocuğun konuşması, dinleyenlerin dikkatini ne söylediğine olduğu kadar daha çok nasıl söylediğine çektiği zaman engellidir. Bu tanımlardan sonda konuşma bozukluğunu şu şekilde yapmak mümkündür; Konuşma bozukluğu, konuşmanın akışında, ritminde, tizliğinde, vurgularında, ses birimlerinin bireyin/ çocuğun konuşma engelli olarak kabul edilmesi için, aşağıdaki durumlardan birinde sorun yaşanması demektir. Bunlar;
  • Konuşmanın anlaşılır şekilde olmaması,
  • Konuşmanın duyulmasında yetersizlik olması,
  • Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması,
  • Sesin çıkarılmasının, ritminin ve vurgularının bozuk olması,
  • Dil yönünden kelime dağarcığı ve gramer yetersizliklerinin olması,
  • Konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygunsuzluğu,
görüldüğü gibi, konuşma bozukluğu sadece kekemelik (ritim) ile sınırlı olmayıp iletişim ile ilgili geniş bir alanı kapsamaktadır. Bunun için her konuşma bozukluğu hakkında ayrı ayrı bilgi edinip sorunun çeşidine göre eğitim ve sağaltım yöntemleri uygulamak gerekir.
Artikülasyon (Eklemleme) Bozukluğu Ve Eğitimi
Artikülâsyon, nefesin gırtlaktan çıktıktan sonra yutak, ağız ve burundan oluşan üçüncü küme organlarında (dil, diş, damak, dudak) konuşma dilimizin geleneksel seslerine dönüşüp biçimlenmesidir. Artikülasyon teriminin yanı sıra eklemleme, boğumlama, oynaklanma veya telaffuz etme terimleri de kullanılabilmektedir. Birey, ana dilinin bağımsız ya da bileşik seslerini doğru ve anlaşılır biçimde çıkaramıyor, birbirine gereği gibi ulayamıyor ya da bu seslerin çıkarılması ve ulanmasında onun yaşından beklenenden çok fazla sapma görülüyorsa, onda artikülasyon bozukluğu var demektir. Kısaca boğumlanma bozukluğu; kişinin yaşına ve konuşma gelişimi dönemine uygun olarak konuşmasından beklenen düzgünlüğün ve ses uyumunun olmamasıdır. Sesin uyumsuz çıkması ve kullanımı, yanlış vurgulama, seçmeler ya da düzenlemelerdeki bozukluklar şeklinde olabilir. Ayrıca bazı atlamalar da yapılabilir. Nedeni bilinmeyen işlevsel fonolojik bozuklukların 6 ve 7 yaşındakilerde yaklaşık %2-3 oranında olduğu bilinmektedir. 17 yaşından sonra ise %0.5 e düşer. Artikülasyon bozukluğu, damak ve dudak yarıklığına bağlı konuşma engelleri arasında en yaygın olanıdır. Yetişkinlerde de görülebileceği gibi çoğunlukla ilkokul çağı çocuklarında görülmektedir. En yaygın ilköğretimin ilk devresinde (1-2-3 sınıflar) görülür. Erkeklerde kızlara göre daha fazla artikülasyon bozukluğu olduğu görülmektedir.
 
TANIM:
     Konuşma dilindeki sesler, nefesin ses  bantlarını titreştirerek yada titreştirmeden gırtlaktan geçtikten sonra ağız ve burun boşluğunda şekillenmiş halidir.
     Konuşma seslerini çıkarma işlemine söyleyiş (artikülasyon) denir. Dinleyici konuşma seslerini atlanmış, yer değiştirmiş, eklemeler ve çarpıtmalar yapılmış gibi algılıyorsa söyleyiş (artikülasyon) bozukluğundan bahsedilebilir.
 
NEDENLER:
Yapısal Nedenler:
·       Ağız içi, dudak, dil  gibi konuşma organlarının bozukluğu, (Dudakların yarıklığı veya dudağın olağan dışı gergin olması)
·       Dil kaslarının normal işleyişten yoksun olması,
·       Dil bağı denilen bağlantının dil ucuna yakın oluşması,
·       Damağın çok yüksek veya düz  olması,  damak yarıklığı ve burunda et olması,
·       Çene kas ve sinirlerinin bozukluğu,
·       İşitme kaybı,
·       Zihinsel gerilik,
Görevsel Nedenler:
·       Konuşma organları tam ve sağlıklı olduğu halde, konuşmada üstlendiği görevi tam ve sağlıklı olarak yerine getiremediği durumlardır. Bu  durumlar çoğunlukla öğrenme ve alışkanlıkla ilgilidir.
·       Evde yabancı bir dil konuşulması veya konuşulan dilin yetersiz olması,
·       Konuşmayı kazanma ve pekiştirme döneminde çocukla ilgilenecek bir yetişkinin  olmaması,
·       Çocuğa konuşmayı öğretmek için izlenilen yolun yanlış olması (baskıcı, eleştirici tutumlar gibi).
Psikolojik Nedenler:
·       Çocuğun zihin düzeyinin konuşmayı zamanında ve doğru kazanabilmesini engellemesi,
·       Çocuğun duygusal bir çatışma içinde olması,
·       Ana baba arasında geçimsizlik, maddi sorunlar, göç gibi sorunlar,
·       Çekingen ve utangaç kişilik,
·       Konuşmanın kazanılması için gereken algıya sahip olmamanın yol açtığı ses belleği ve ses ayırım gücünde zayıflık,
·       Konuşmasında sonradan gerileme oluşan çocuklarda yapısal ve görevsel  bulgular normal olursa konuşma özrünün nedenini psikolojik nedenlerde aramak gerekir.
 
BELİRTİLER:
·       Çocuk ana dilinin bağımsız veya bileşik sesleri doğru ve anlaşılır şekilde çıkaramıyorsa ve çıkardığı sesler aynı yaş grubundaki çocukların çıkarması gereken seslerden farklılık gösteriyorsa,
·       Eğer artikülasyon bozukluğu çocuğun konuşmasını anlaşılmaz hale sokuyorsa ve konuşma etrafın dikkatini yoğun olarak çekiyorsa,
·       Belirti olarak ta değerlendirilebilecek  dört şekilde görülebilir: 
Atlamalar: Atlama yanlışlarında sözcüklerin yalnız bir kısmı söylenir,
Örnek : hayvan -ayvan ,rehberlik -reberlik ,saat -sat ,araba -arba 
Yerine Koyma:Sözcüğün başı ,ortası  veya sonundaki bir sesin yerine başka bir ses kullanılır.
Örnek :  Arı -ayı ,kitap-kipat , davul-dayul
Eklemeler:.sözcüklerdeki fazla sesleri içerir.
Örnek :  Aşağı-aşşağı ,atmış-altmış ,eşek -eşşek, pencere -penicere ,saat- sahat ,
Çarpıtmalar: Sesler tam doğrru olmamakla birlikte gerçeğine yakındır. Ses, konuşma dilinde olmayan  yeni bir ses olarak çıkarılır.
Örnek :  karagöz -kaxgöz ,ekmek -emme
 
ÖNERİLER:
Uzmana Öneriler
Artikülasyon bozukluklarını düzeltme çalışmaları dört aşamada gerçekleştirilebilir:
1.Nedenleri ortaya çıkarmak. Çocuğun probleminin giderilmesi için doğru bir tanılama gerekir. Tanılama ile birlikte nedenlerin ortaya çıkarılması da önemlidir. Eğer çocukta artikülasyon bozukluğunun nedeni yapısal bir bozukluksa, çoğu tıbbı tedavi ile düzeltilebilir, neden işitme engeline bağlı ise uygun tedavi ve işitme aracı kullanılır, zeka düzeyi düşük çocuklarda zeka seviyesine göre terapinin düzenlenmesi ve çocuğun mevcut kapasitesinden en iyi şekilde yararlanılması gerekir, aile atmosferi ve duygusal uyumsuzluk gibi engeller için psikolojik  çalışmalar yapılmalıdır.
2.Çocuğun probleminin farkına vardırılması. Çocuğun probleminin farkına vardırmak ve terapiye istekli hale getirmektir. Çocuğun bozuk çıkardığı sesler çocuk ve eğitimcisi tarafından beraberce listelenir. Böylece  çocuk hangi sesleri çıkaramadığını bilir ve bu seslerle çalışma yapacağının farkına varır.
3.Özürlü sesin düzeltilmesi.
       Artikülatör kaslar: çene-dudak-dil-ağız kasları gereği gibi işlemiyorsa;
·       Yeni sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi,
·       Terapinin sona erdirilmesi ve vaka incelemesi,
·       Üfleme çalışması :Kibrit ,mum, söndürme ,kağıt üfleme pervane döndürme,
·       Sakız çiğneme çalışması,
·       Yalama çalışması: Dudaklara reçel, bal gibi tatlılar sürülerek yalama çalışmaları ile dil, dudak ağız kaslarının gelişmesinin sağlanması,
·       Islık çalma çalışması,
·       Dil yuvarlama çalışması,
·       Dişleri birbirine vurma çalışması,
·       Dudakların enlemesine, uzunlamasına açılıp kapanma çalışması,
Daha sonra sesin düzeltilmesi için;
·       Çocuk yanlış çıkardığı sesin doğrusunu çok dinlemeli ,duymalı  sesin doğrusu        işitme merkezinde yer etmelidir,
·       Sesin çalışması: Ele alınan yeni ses uyarı, taklit, fonatik değiştirme ve doğru sesli sözcükleri kullanarak öğretilebilir,
·       Ayna karşısında doğru sesi çıkarma çalışması,
·       Hece çalışması,
·       Kelime çalışması,
·       Atasözleri ,deyimler gibi karmaşık kelime çalışmaları.
4.Artikülasyon çalışmasının sonlandırılması.
·       Bu aşamalar izlenerek aile, öğretmen ve terapistin yardımı ile artikülasyon bozukluğu olduğuna karar verilen çocuklar konuşmayı daha kolay ve kısa zamanda kazanabilir. Artikülasyonu olan her çocuk yardımla ve düzenli çalışma ile konuşmasını düzeltebilir.
 
Anne Babaya  Öneriler:
·       Sağlıklı bir çocuğa sahip olmak her anne babanın en önemli isteklerinden biridir.  Anne babalar hamilelik döneminde çocukları için en güzel ve en bekledikleri özellikleri hayal eder, onların toplumun ve kendilerinin değer verdiği önemli gördüğü tüm özellikleri taşımasını dilerler. Herkes sağlıklı bir bebek isterken çocuğun farklı özelliklerinin olması aileyi değişik duygulara iter. Bu duyguların yerine çocuğumu nasıl tanıyabilir, onu eğitmek için ne yapabilirim sorularına aşağıdaki öneriler ve alıştırmalar ışık tutacaktır:
·       Aile önce çocukta yapısal bir bozukluk olup olmadığını bir tıbbi kuruluştan yararlanarak öğrenebilir. (Çocukta görülen yapısal bozukluğun tedavisi mümkünse, hastanelerin cerrahi ve K.B.B ünitelerinde  tedavi edilebilir.)
·       Eğer çocuğun artikülasyon bozukluğunun nedeni aile ortamı,  duygusal sorunlar  ise çocuğun psikolojik yardım alması yararlı olur .
·       Aile çocukta artikülasyon bozukluğu olduğunu düşünürse; Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine başvurarak artikülasyon testi yaptırmalı ve artikülasyon çeşidi, hatalı seslerin sayısı ve başta sonda ya da ortada mı olduğu hakkında bilgi almalıdır.
·       Anne-babalar bir uzmanla diyaloga geçerek çocuğun konuşma terapisinden faydalanmasını sağlasalar da,  bununla yetinmeyip evde çocuklarıyla bireysel olarak ilgilenmelidir.
·       Yapısal bozukluk ve duygusal çatışmaya dayalı olmayan artikülasyon bozuklukları ailenin özverisiyle düzeltilebilir. Anne baba bu çalışma esnasında sevecen ve sabırlı olmalı hatalı seslerin birden düzeleceğini düşünmemelidir.
·       İlk çalışma olarak aile çocuğun ağız, dudak, dil v.b artikülatör  organlarındaki kasları çalıştırma alıştırması yaptırmalıdır. Bunun için çocuk sakız çiğneyebilir, dudak kaslarını çalıştırmak için üfleme çalışması, dudaklara bal sürerek dudak yalama çalışılması, a-o harfleriyle ağız yuvarlama hareketleri, diş takırdatma hareketleri yapabilir.
·       Aile çocuğun hatalı çıkardığı sesleri tespit ederek içinde bu seslerin bulunduğu kelimelerden oluşan  bir listeyi çocukla beraber hazırlayarak çocuğun listedeki kelimelerden haberdar olması sağlanabilir. Bu listeyi bazen yanlış bazen doğru telaffuz ederek okumalı ve her yanlış okunan telaffuzu bir işaretle belli etmesi istenir, daha sonra bütün kelime doğru telaffuz edilerek okunur ve çocuğun dikkati doğru sese çekilir. Çocukla beraber, hatalı çıkarılan seslerden ve kelimelerden oluşan bir hikaye hazırlanır, önce çocuk okur sonra aile doğrusunu okur, çocuk tekrar okuyarak kendi yanlışlarını işaretler. Burada amaç çocuğun doğru sese dikkatini çekmek ve doğru telaffuz etmesini sağlamaktır.
·       Çocuk ve aile ayna karşısına geçerler, önce aile çocukla beraber hazırlanan kelime listesinin doğrusunu okur, sonra çocuktan okumasını ister, çocuk ebeveyninin ağız hareketlerine (ağzının hatalı sesi çıkarırken aldığı şekle dikkat ederek) bakarak doğrusunu çıkarmaya çalışır, hem doğrusunu hem yanlışını telaffuz eder, çocuk hem doğru sesin hem yanlış sesin farkını görür.
·       Çocuk okula gidiyorsa Türkçe, Matematik, Fen, Sosyal Bilgiler gibi derslerden okuma çalışması yaptırılabilir. Aile, çocuğun yanlış çıkardığı seslere ilgisini çekerek, çocuktan yanlış okuduğu seslerin altını çizmesini isteyebilir. Bu ödevleri birde anne baba  yanlış okuyarak, her yanlışta çocuğun parmağıyla masaya vurması isteyebilir, sonra doğru telaffuz etme çalışmasına geçilebilir.
·       Çocukla beraber oluşturdukları kelime listesiyle ilgili resimleri beraberce toplayarak bir dosya oluşturulur. Aile bu resimlerle doğru sesi çıkarma çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar yapılırken çocuk doğru çıkardığı sesler için ödüllendirilir. Çalışmanın son aşamalarında ödül azaltılarak uygun bir biçimde kesilmelidir.
·       Aile çocuğa evdeki rutin işlerde de görev vererek, bu işleri yaparken çocuğun hatalı çıkardığı sese dikkati çekilebilir.
·       Alıştırmaya önce ses ile başlanır, çocuk sesi doğru telaffuz ettikten sonra basit hecelere geçilir, en son kelimeye geçilir. Cümle önce kısa basit sonra atasözleri bilmeceler, tekerlemelere geçilebilir. Alıştırmalar çocuğun anlayabileceği gibi tane tane ve normal ses düzeyinde olmalıdır
·       Bu çalışmalar yapılırken  çocuğu sıkmamak, onun hoşuna gidecek ortamlar yaratmak ve çocuğu ödüllendirmek çok önemlidir. Bu mesafe iyi ayarlanmazsa çocuk çalışmadan sıkılıp hiç konuşmama yolunu da seçebilir. Aile çocuğa sabırla yaklaşmalı, çalışmalarda aceleci olmamalı  ve hemen sonuç bekleme gayretine girmemelidir.
·       Çocuktan aynı şeyi defalarca tekrarlamasını istemek çocuğu sıkar,  konuşmaya ilgisini azaltır ve çocuk sorulan sorulara cevap vermez. Başarıya ulaşmak için her sözü tam değeri ile seslendirmeye ve acele etmemeye özen gösterilmelidir.
·       Çocuk doğru sesi kelime içinde de çıkarmaya başladığında hemen alıştırmalar sona erdirilmemeli ve çocuk takip edilmelidir.
 
Öğretmene Öneriler:
·       Artikülasyon bozukluğu olan çocuk okula gidiyorsa sınıf öğretmenini ve branş öğretmenlerini bir yana bırakan bir terapi veya konuşma geliştirme çalışması düşünmek mümkün değildir.
·       Öğretmen çocuğun artikülasyon bozukluğu olup olmadığını  ve  hatalı çıkardığı sesleri anlaması için önce Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden yararlanarak artikülasyon testi yaptırmalı ve artikülasyon çeşidi, hatalı seslerin adedi ve hatalı sesin başta sonda ya da ortada mı olduğu hakkında bilgi almalıdır.
·      Çocuk terapiye devam ediyorsa:
·       Çocuk yetkili bir kurumda veya bu konuda yetişmiş bir uzman tarafından terapiye tabi tutuluyorsa , sınıf öğretmeninin yardımı iki ayrı yönde olabilir.
·       Birinci gruptaki yardım çocuğa ait gerekli bilgileri toplamak ve ilgiliye vermektir.  Çocuğu, iyi bir şekilde gözleme fırsatına sahip olan öğretmen, inceleme veya tanıma fişleri diye adlandırılan fişlere yazacağı bilgilerde öğrencileri konuşma özellikleri yönünden de değerlendirmeye çalışmalıdır.
·       Sınıf öğretmeninin ikinci gruptaki yardımı, terapi süresince çocuğa verilen ödevlerin yerine getirilmesinde, sınıfta gereken kolaylığı sağlamaktır. Uzmanla işbirliği yaparak onun tavsiyelerini yerine getirmek ve uygulamaların sonucundan uzmanı haberdar etmek, sınıf öğretmeninin en çok yardım edeceği konulardan biridir.
·      Çocuk terapiye devam etmiyorsa:
·       Bugün için yurdumuzda konuşma özürünün düzeltilmesinde çalışabilecek yeterli sayıda eleman yoktur. Ama artikülasyon bozukluğu olan çocuk vardır. Bunlardan okul çağında olanlar çoğunlukla sınıflara bu özürleri ile devam etmektedir. Sınıflarında artikülasyon bozukluğu olan çocuklar  tamamen sınıf öğretmeninin anlayış, yeterlilik ve çabasına kalmaktadır. Bu sınıf öğretmeni artikülasyon bozukluklarını düzeltme çalışması yapsın mı demektir? Bazı belirli vakalar için evet. Fakat bu hiçbir zaman sınıf öğretmeni konuşma uzmanının yerini tutar demek değildir. Sınıf öğretmeni terapistin yerini tutacak fonksiyona sahip olmadığı gibi terapiyi sürdürmek için yeterli zamana da sahip değildir.
·       Öğretmen çocuğa karşı sevecen, sabırlı, ve özverili olmalıdır. Çocuğun hatalı çıkardığı sesi hemen doğru olarak kazanamayacağı için aceleci davranmamalıdır.
·       Önce çocuğun artikülasyonunun çeşidini ve çıkardığı hatalı seslerin bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle çalışmaya hatalı sesin doğru olarak çıkarılması ile başlayıp, doğru çıkarmaya başladığı sesi kelime içinde kullanması sağlanabilir.
·       Öğretmen Türkçe dersinde artikülasyonu olan çocuklara daha fazla söz vermelidir. Parçanın okunuşunda her çıkardığı hatalı sese çocuğun dikkatini çekmeli ve öğretmen tarafından doğru telafuz edilerek çocuğun tekrarlaması istenmelidir. Aynı uygulama anlatım çalışmaları, matematik dersinde problemin okunması gibi durumlarda da tekrarlanabilir.
·       Öğretmen artikülasyon bozukluğu olan çocuklarda hatalı çıkardığı seslerden oluşan isteklerde bulunur. Örneğin ® harfinde artikülasyon bozukluğu olan bir çocuğa “Git ®asim Beyden tebeşir iste yoksa Tü®kan hanımdan iste gibi “çocuğun bu kelimeyi tekrar etmesi ve isteği yerine getirmesi istenebilir.
·       Çocuklara öğretmen ara sıra şarkı, masal, öykü, kasetleri dinlettirilerek çocuğun çıkardığı hatalı sesin doğrusunu öğrenmesi, anlaması ve dikkatinin çekilmesi sağlanabilir.
·       Sınıfta mani, tekerleme, şarkı söylenerek çocuğun hatalı çıkardığı sesler tekrar ettirilebilir.
·       Öğretmen bir parça okurken bilinçli hatalar yaparak çocuğun bunları kaydetmesini ve doğrularını kendisinin telaffuz etmesini sağlayabilir.
·       Öğretmen bir parçayı okur çocuk çıkarmakta güçlük çektiği sesi işaretler.
·       Sınıfta başka artikülâsyonu olan çocuklar birbirlerini dinleyip yanlışları not edip, kendi aralarında doğru sesi telaffuz etmeye çalışabilir.
·       Çocuğa sınıf içi rutin işlerde görevler verilerek çocuğun günlük konuşmalarına dikkat ederek yanlış çıkardığı sesler üzerine yoğunlaşmalıdır. Artikülasyon bozukluğu eğitiminde sık görülen sorunlardan bir tanesi de; öğrenciye destek olmak amacıyla sürece katılan öğretmenlerin ilk anda çok fazla çaba harcayarak bıkkınlığa uğramaları yada başarı seviyelerini yüksek tutmak istemeleri dolayısıyla istenen hızda ilerleme sağlayamamalarıdır. Bütün bunlar öğretmeni etkilediği kadar öğrenciyi de etkiler. Çünkü bu gibi durumlarda öğrenci kendini baskı altında hissedebilir. Panik, engellenmişlik ve öğrenilmiş çaresizlik yaşayarak, psikolojik açıdan sorununu çözebilecek hale bir türlü gelemeyebilir. 
 
 
    ATAMIZI ÖZLEMLE ANIYORUZ  
     
 
Pimp-My-Profile.com - Build a Slideshow
Bugüne kadar ziyaret eden 35705 ziyaretçiye teşekkür ederim
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol